I found my love in Portofino
60’lı yılların başı, o yıllarda İtalyanca ve Fransızca şarkılar Türkiye’de çok moda. Antalya’nın Konyaaltı sahilindeyim ve gazinonun pikabında bir şarkı çalınıyor, ‘Love in Portofino’.
Şarkı İtalyanca, ama tekrarlanan “‘I found my love in Portofino” dizesi İngilizceydi. Şarkının girişinde dalgaların kumsala vururken çıkarttığı hışırtının ardından, Vittorio Palentieri aşkını Portofino’da bulduğunu, inanılmaz kadife bir sesle söylüyordu.
Nel dolce incanto del mattino Sabahın tatlı büyüsünde
Il mare ti ha portato a me, Deniz seni bana getirdi
Socchiudo gli occhi Gözlerimi hafifçe kapatıyorum
E a me vicino ve yanımda
A Portofino Portofino’da
Rivedo te Seni tekrar görüyorum
Ve ben ilkokulda okuyan küçücük bir çocukken, bu Portofino’ya gitmeyi o zaman kafaya koymuştum. Gittim de, fakat ancak orta-üst yaşlara ulaşınca. Hem de üst üste beş ya da altı kez.
İtalya’nın, yani Avrupa’nın çizmesinin sol üst tarafında, Genova’nın biraz güneyinde çok şirin, çok renkli bir kasabadır Portofino.
Ya daracık yollardan geçerek, ya da tekne ile ulaşılır Portofino’ya. Hele tekne ile o küçücük, selvi ağaçlarıyla kaplı koya girmek o kadar büyülüdür ki, betimlemek benim için çok zor.
Önce rengarenk evler sizi sımsıkı kucaklar, ardından balıkçı teknelerinin arasından sahile çıkarsınız. Benim ritüelimdir, hemen St.Giorgio Kilisesi’nin olduğu terasa tırmanarak fotoğraflar çekmeye başlarım. Daha da yukarıda kalan Castello Brown’dan koyun manzarası da müthiştir. Son fotoğraflarım ise her zaman, favori yerim olan koyun en dip köşesinden, balıkçı sandallarının bulunduğu yerden çekilir.
Şarkıcı Vittorio Palentieri, Portofino’da aşkını bulduğunu anlatır, ama benim uzaklardaki o küçücük balıkçı kasabası Portofino’ya olan aşkım bitimsizdir.
Not: Fotoğraflar 2012-22 yılları arasında çekildi.