Yapay Zeka (YZ), yalnızca teknoloji şirketlerinin gündeminde olan bir kavram olmaktan çıkıp; sağlık, finans, üretim, eğitim ve hatta sanat gibi çok farklı sektörlerin merkezine oturmuş durumda. Son yıllarda yaşanan hızlı gelişmeler sayesinde yapay zeka, artık yalnızca veri analizi yapan bir yardımcı değil; aynı zamanda karar destek sistemlerinde etkin rol oynayan, insan benzeri çıkarımlarda bulunabilen bir “ortak akıl” haline geldi.
Peki, yapay zeka bizi nereye götürüyor?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, yapay zeka artık bir trend değil, bir dönüşüm aracıdır. Sağlık ve ilaç sektöründe ise bu dönüşüm çok daha kritik bir rol üstleniyor. Tanı süreçlerinin hızlanması, kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi, klinik araştırmalarda öngörülebilirlik ve verimlilik artışı gibi pek çok alanda yapay zekanın etkilerini şimdiden görmeye başladık.
Bugün bir yapay zeka modeli, milyonlarca hastanın tıbbi geçmişini analiz ederek yeni bir molekül tasarımı sürecine katkı sağlayabiliyor. Bir başka sistem, hastane verilerini değerlendirerek, hangi hastaların komplikasyon riski taşıdığını önceden tahmin edebiliyor. Gelişmiş doğal dil işleme (NLP) teknolojileri ise artık bilimsel yayınları saniyeler içinde tarayarak ilaç firmalarına stratejik bilgi sunabiliyor.
Elbette yapay zekanın sunduğu bu olanakların etik, güvenlik ve regülasyon boyutları da göz ardı edilemez. Ancak şurası kesin ki bu teknoloji, doğru kullanıldığında yalnızca rekabet avantajı sağlamakla kalmayacak; aynı zamanda insan hayatını doğrudan etkileyen inovasyonların da önünü açacaktır.
DEM İlaç olarak, bilgi teknolojilerini sadece destekleyici değil, yön verici bir unsur olarak görüyoruz. Yapay zeka alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor; dijital dönüşüm yolculuğumuzda bu teknolojiyi stratejik bir araç olarak konumlandırıyoruz.
Unutmamalıyız ki gelecek, hazır olanlara değil; kendini geleceğe hazırlayanlara aittir.
Skip to content
Skip to footer